COVID-19 SALGINI - SÜRELERİN DURDURULMASI

COVID-19 SALGINI - SÜRELERİN DURDURULMASI

2019 Aralık ayında Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla yayılmıştır. Salgın tüm yaşamsal faaliyetleri etkisi altına almış ve dolayısıyla insan yaşamıyla sıkı sıkıya bağlı olan hukuk alanına da etkilemiştir. Bu kapsamda her alanda olduğu gibi hukuk alanında da mağduriyetler yaşanmaması adına birtakım tedbirler alınmıştır. Alınan tedbirlerin arasında hiç şüphe yok ki en önemlisi hak kayıplarına yol açılmaması adına sürelerin durdurulmasıdır. Bu bağlamda öncelikle 31080(mükerrer) sayılı 25/03/2020 kabul tarihli BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN 26/03/2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu kanundaki geçici madde 1 ile; dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikayet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dahil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler, İdari Yargılama Usulü Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hakim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13 Mart 2020'den 30 Nisan 2020'ye kadar durdurulmuştur. Ayrıca İcra ve İflas Kanunu ile ilişkili olan süreler ise, nafaka alacaklarına ilişkin icra takibi hariç olmak üzere, 22 Mart 2020'den 30 Nisan 2020'ye kadar durdurulmuştur. Salgın tehlikesinin durumuna göre durma sürelerinin bir kereye mahsus olmak üzere Cumhurbaşkanı Kararı ile 6 aya kadar uzatılabileceği de bu kanunda yer almıştır. Bu kapsamda salgın etkilerinin 30 Nisan itibari ile geçmemesi üzerine ilgili süreler 1 Mayıs 2020'den 15 Haziran 2020'ye kadar durdurulmuştur. Sonuç olarak baktığımızda İcra ve İflas Hukuku ile ilgili olan süreler, nafaka alacaklarına ilişkin icra takibi hariç olmak üzere, 22 Mart 2020'den 15 Haziran 2020'ye kadar durdurulmuştur. Diğer hukuki süreler ise 13 Mart 2020'den 15 Haziran 2020'ye kadar durdurulmuştur. Burada öncelikle herhangi bir hak kaybı yaşanmaması adına sürelerin durdurulması nedir ve durma süresi bittiğinde ilgili sürelerin akıbeti ne olacaktır gibi hususları incelemek gerekir. Sürelerin durdurulması ve sürelerin kesilmesi kavramları ilk bakışta benziyor gibi olsa da çok farklı iki kavramdır. Sürelerin kesilmesi durumunda ilgili süreler işledikleri zamana kadar hiç işlememiş kabul edilip kesildiği yerden en baştan başlıyormuş gibi olur. Sürelerin durdurulmasında ise süreler hangi aşamaya gelmişse o aşamada durur ve durma bitince kaldığı yerden devam eder.

 

Hukuk sistemimizde süreler son derece önem arz etmektedir. Öyle ki sürelerin kaçırılması durumunda halihazırda haklı olduğumuz bir talepte bulunma hakkımızı kaybetmekteyiz. Sürelerin kaçırılması durumunda eski hale getirme vs. başvurmak mümkün olsa da böyle büyük evrensel bir salgında genel bir düzenleme yapılarak sürelerin durdurulması son derece isabetlidir. Konuyu biraz daha detaylandırmak gerekirse, davalar ve maddi hukuk süreleri 13 Mart'a kadar işleyecek ve 13 Mart'tan 15 Haziran'a kadar duracaktır. İlgili süreler 15 Haziran tarihinden sonra ise kaldığı yerden devam edecektir. Bu durumda 13 Mart tarihi itibarıyla herhangi bir işlemin süresinin 25 gün kaldığını varsayarsak kalan süremiz 15 Haziran'dan itibaren yine 25 gün olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir detay ise 13 Mart tarihi itibarıyla 15 gün ve daha az süresi kalmış olan işlemler için olacaktır. Nitekim bu konuda da 7226 sayılı kanunda bir düzenleme yapılmış ve hak kayıplarına yol açmaması adına 13 Mart tarihi itibarıyla 15 gün ve daha az süresi kalmış işlemlerin 15 Haziran itibarıyla 15 gün daha süresi olacağı düzenlenmiştir. Buna da örnek verecek olursak 13 Mart tarihi itibarıyla 11 gün süresi kalmış işlemimizin 15 Haziran'dan sonra yine 11 gün olması gerekirken,sürelerin durdurulması bunu gerekli kılmaktadır, ilgili düzenleme ile bu işlemimiz için 15 günlük süremiz olacaktır. 13 Mart tarihi itibarıyla süreleri 15 günden fazla olan işlemler için ise yukarıda verdiğimiz örnekte de olduğu gibi herhangi bir özel düzenleme mevcut değildir. Bu işlemler için 13 Mart tarihi itibarıyla kalan süremiz(örnekte olduğu gibi 25 günümüz) yine 15 Haziran'dan sonra kaldığı yerden devam edecektir.

 

İcra ve İflas hukuku ve işlemleri için olan süreler ise 22 Mart tarihi itibarıyla durdurulmuştur. Bu sürelerle ilgili de yukarıda yapılan açıklamalar geçerlidir. Sadece bu hususta dikkat edilmesi gereken sürelerin durdurulmasının başlangıç tarihidir. İcra ve İflas Hukuku ve işlemleri için süreler 22 Mart tarihi itibarıyla durdurulmuştur. Bu tarihlere dikkat etmemiz gerekmektedir. İcra ve İflas Hukuku açısından dikkat edilmesi gereken bir başka husus da nafaka alacaklarına ilişkin takiplerin durmamasıdır. Nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri açısından icra takip işlemleri devam etmektedir. Bu hususta da dikkat edilmesi gerekmektedir.

 

Sürelerin durdurulması konusunda dikkat edilmesi gereken ve ilgili geçici madde de ayrıca belirtilen birtakım işlemler bu durumdan yararlanamayacak ve belirtilen işlemler için süreler işlemeye devam edecektir. Bu işlemleri de kanun metninden almak gerekirse;

 Aşağıdaki süreler bu maddenin kapsamı dışındadır:

a) Suç ve ceza, kabahat ve idari yaptırım ile disiplin hapsi ve tazyik hapsi için kanunlarda düzenlenen zamanaşımı süreleri.

b) 5271 sayılı Kanunda düzenlenen koruma tedbirlerine ilişkin süreler.

c) 6100 sayılı Kanunda düzenlenen ihtiyati tedbiri tamamlayan işlemlere ilişkin süreler.

Görüldüğü üzere burada belirtilen işlemler kanun koyucu tarafından istisna kabul edilmiştir. Bu işlemler için süreler işlemeye devam edecektir. Hak kayıplarına maruz kalmamak adına özellikle hukuk sistemimizde son derece önemli kurumlar olan koruma tedbirleri ve ihtiyati tedbirler için sürelerin işlediğine dikkat edilmesi gerekir. Belirtilmesi gereken bir diğer husus da ihtiyati tedbirler için süreler işlemeye devam ederken ihtiyati haciz için böyle bir istisna mevcut olmadığı için ihtiyati haciz açısından süreler işlemeye devam etmeyecektir. Bu ayrıma da dikkat edilmesi gerekir.

 

Süreler hukuk sistemlerinin olmazsa olmazlarıdır. Öyle ki süresi geçirilen bir işlemde haklı veya haksız olmanın bir önemi kalmamakta ve kişiler hak kayıplarına uğrayabilmektedir. Hem vatandaşların hem de avukat meslektaşlarımızın sürelere dikkat etmesi ve  bu yapılan değişiklikleri takip ederek bilgi sahibi olması gerekliliği mutlaktır. Unutulmamalıdır ki usul esastan önce gelmektedir.

                                                                                        Stj. Av. Zeki Odabaş