TÜKETİCİ HUKUKU
TKHK madde 4/5'e göre nama yazılması gerekirken emre yazılan tüketici senetleri tüketici yönünden geçersizdir.
Kambiyo senetlerinde borçlar aranacak borçtur, çünkü borçlunun, tedavül yeteneği olan bu senetlerin kimin elinde olduğunu takip etmesi mümkün değildir. Ancak uygulamada götürülecek borçmuş gibi hareket edilmesi, yani borçlunun gelip ödemesinin beklenmesi sık karşılaşılan bir durumdur. [Karahan/Arı/Bozgeyik/Saraç/Ünal, s. 265-267.] Bu durum da borçlu olan tüketiciye senedi takip etmesi gibi hukuken var olmayan bir yükümlülük yüklemektedir. Nama yazılı kıymetli evrakın ise tedavül yeteneği daha az olduğu için tüketiciye uygulamada yüklenen bu yükümlülük hafifletilmiş olmaktadır. Tüketici senetlerinin nama yazılı olmasının ikinci faydası, def’ilerin ileri sürülmesinde kendini gösterir. Eğer kıymetli evrak tedavüle çıkmışsa ve hamiline veya emre yazılıysa sadece mutlak def’iler ileri sürülebilecektir. Ancak nama yazılı olursa bu durumda temel ilişkiyle ilgili olsun veya olmasın tüm nispi def’iler de ileri sürülebilir olacaktır. Bunun sonucu olarak da tüketici örneğin malın ayıplı olması durumunda satıcıya karşı ileri sürebileceği def’ileri, hamile karşı da ileri sürebilecektir ya da dönme hakkını kullanmışsa ödeme yapmaktan kaçınabilecek veya indirim hakkını kullanmışsa senette yazan miktardan azını ödeyerek borcundan kurtulabilecektir. Aynı şekilde temel ilişki başka bir sebeple ortadan kalkmışsa bunu da ileri sürebilecektir .
Kambiyo senetlerinin üç aşaması vardır: Birinci aşama temel ilişki, ikinci aşama kambiyo taahhüdü, üçüncü aşama kambiyo senedinin verilmesidir.[Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, s. 88-89; Uzunallı Eroğlu, s. 158.]
İkinci aşama olan kambiyo taahhüdü, tarafların kambiyo senedi verilmesi konusunda anlaşmaları ve senedi düzenlemeleridir. [Uzunallı Eroğlu, s. 159.] Hükme aykırı davranılması durumunda kambiyo taahhüdü geçersizdir. Çünkü TKHK 4/5 hükmü emredici hükümdür[Yeşiltepe, s. 36] ve emredici hükme aykırılığın yaptırımı “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.” (TBK 27) hükmüyle belirlenmiştir. [Uzunallı Eroğlu, s. 136-137].Tüketici senedin ikinci aşama nedeniyle geçersizliğini def’i olarak ileri sürebilecek, kambiyo taahhüdünde bulunan diğer kişiler ileri süremeyecektir. [ Uzunallı Eroğlu, s. 138.]
Doktrin ve Yargıtay kararlarında da,TKHK m.4/5'e aykırı düzenlenmesinden dolayı senetlerin tüketici yönünden geçersiz olması halindeki geçersizlik halinin mutlak def'i niteliğinde olduğu açıklanmıştır.
Yakın tarihli bir Yargıtay kararı ;"...Taraflar arasındaki 28.03.2013 tarihli sözleşmenin taksitli satış şeklinde gerçekleştiği, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 6/A maddesi uyarınca taksitli satış halinde sözleşmeden ayrı olarak kıymetli evrak niteliğinde senet düzenlenecekse, bu senedin her bir taksit için ayrı ayrı olacak şekilde ve sadece nama yazılı olarak düzenleneceği, aksi takdirde kambiyo senedinin geçersiz olacağı düzenlenmiş olup, dava konusu olayda her bir taksit için ayrı ayrı senet düzenlenmediği gibi senedinde emre yazılı olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu halde, dava konusu senet geçersiz olup, mahkemece, bu senede istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibiden borçlu olmadığına karar verilmesi gerekirken değinilen bu hususa değinilmeden eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir..."(13.HD.2016/25606 E.-2019/2069 K. 18/02/2019 T.) şeklindedir.11/12/2019
Av. Cansu ERGÜL